Film, New York'un entelektüel ve içine kapanık yazarı Benji ile onun tam zıttı olan, neşeli, hassas ve hayat dolu kuzeni David'in hikayesini anlatıyor.
Büyükannelerinin ölümüyle sarsılan bu iki kuzen, onun anısını onurlandırmak ve geride bıraktığı izleri takip etmek üzere Polonya'ya doğru bir yolculuğa çıkarlar. Bu yolculuk, sadece ailelerinin geçmişine doğru bir yolculuk değil, aynı zamanda bu iki zıt karakterin kendi iç dünyalarına, hayata bakış açılarına ve birbirleriyle olan karmaşık ilişkilerine doğru da bir keşiftir. Birlikte Auschwitz toplama kampını ziyaret ettiklerinde, Holokost'un Avrupa'nın kalbine kazınmış acı dolu gerçekliğiyle yüzleşirken, bir yandan da absürt durumlar ve beklenmedik komik karşılaşmalar yaşarlar. Bu beklenmedik yolculuk, Benji ve David'i derinden etkiler ve onları hem kendileriyle hem de birbirleriyle yüzleşmeye, geçmişin hayaletleriyle hesaplaşmaya ve hayatın anlamını sorgulamaya zorlar.