İsveç'in sakin bir kasabasında, genç bir kızın kaçırılmasıyla huzur bozulur. Bu olay, kasabaya yıllar önce benzer bir travma yaşamış olan kriminolog Lejla'yı (Léonie Vincent) geri getirir. Çocukluğunda kimliği belirsiz bir kişi tarafından kaçırılıp cam bir kafeste tutulan Lejla, bu karanlık geçmişiyle yüzleşmek zorunda kalır.
Üvey annesinin ölümü üzerine doğduğu topraklara dönen Lejla, arkadaşının kızının kaybolmasıyla kişisel ve profesyonel bir mücadeleye sürüklenir. Kasabanın geleneksel ve modern yaşam tarzları arasındaki gerilim, ırkçılık gibi sorunlarla da derinleşirken, Lejla kayıp kızı bulmak ve geçmişin sırlarını çözmek için harekete geçer.
Ancak Lejla, sadece dışsal tehditlerle değil, aynı zamanda kendi içindeki karanlıkla da savaşmak zorundadır. Geçmişin travmaları onu sürekli rahatsız ederken, kayıp kız vakasıyla kendi kaçırılma olayı arasındaki ürkütücü benzerlikler, tarihin tekerrür edip etmediği sorusunu akıllara getirir